Geçenlerde gençlerin sevgilisi face book'ta şöyle bir yorum yapmıştım. ""Yahu kına nasıl bir üründür ki asırlardır gelinler için gecesi düzenleniyor. Devir değişti azizim ben evlenirken koleston gecesi yapıcam. Gelen misafirlerin saçının bir tutamına koleston kahvesi sürücem. Evet yapıcam bunu. Kolestonu getir aneeeyyy saçını batır aneeyyyy. Tey tey teyyy."

Bu sözlerimden bir gün sonra bir kına gecesine katıldım. Kına gecelerini severim esasında. Gönlünce çıldırabildiğin ender günlerden biridir. Zira gecede erkek yoktur ve hanım kızlarımızın "aman çirkin görünmeyeyim. Aman efendim endamlı durayım. Aman frikik vermeyeyim" gibi dertleri yoktur. Bazı yörelerde anlam veremediğim bir şekilde erkekler de kına gecesine dahil olur ama genel olarak kına gecesi hatunlarındır Öyle kalacaktır. O kadar!

Son katıldığım kına gecesinden sonra "kına gecesi gözlemleri" başlığı altında bir kaç cümle ziyan etmek istedim.

Efenim bilindiği üzere kına gecesinin ilk dakikalarında herkeste bir durgunluk mevcuttur. İlk durgunluğun sebebi hatunların birbirini incelemesinden kaynaklanır. 3 çeşit hatun modeli vardır.

1- "Kına gecesini umursamam bunlar çok banal şeyler" fikrindeki entel hatun. Bu türe dahil hatun kişisi "annemin zoruyla geldim valla" duruşunu muhafaza eder. Üzerinde genellikle günlük kıyafetler vardır. Bir kot ve tshirt ya da gömleği tercih eder. Makyajsız ya da az makyajlıdır. Çoğunluğu gözlüklüdür. Lütfederse bir fular ile sıradan kıyafetini renklendirebilir. Arka masalardan birine oturur ve anlamsız küstah bir gülümseme ile süslü hatunları izler. Emin olun bu türe çok ısrar ederseniz piste çıkıp gecenin yıldızı olabilir. Zira bu türe dahil olan hatunlar "karizmamı çizdirmemeliyim ben entelim" fikrinden caymaya hazırdırlar.

2-"Acaba çok mu süslendim, biraz sade olayım. Gecenin sonlarına doğru kurtlarımı dökerim" Fikrine sahip hatunlar. Bunlar ılık ve kurak yerlerde yaşarlar. Şakaydı bu, cıvıtmanın alemi yok. Ciddi gözlemlerimi paylaşıyorum burda. Efenim bu türe dahil hatunlar; abiye olmayan ama çok da sade sayılmayacak bir kıyafet tercih ederler. Hafif ama özenli makyaj yaparlar. Güler yüzlüdürler ama yeni gelin edası ile gülümserler. Gecenin hanım kızları bu türe dahildir. Kına gecesinin başlangıcında oynamazlar. Bir arkadaşın davetini ikiletmeden piste çıkarlar. Çok fazla zıplamazlar ama figürleri oldukça orjinaldir. Birazdan bahsedeceğim 3. türü dikkatle inceler "keşke biraz daha süslenseydim, bak daha kokoşları da varmış" düşüncesiyle onlara imrenirler.

3-"Makaram sarı bağlar loo llilililili eller havaya bu gece bizim" fikrindeki hatunlar. Mekana ilk girdiğinizde bu türü fark edersiniz. Rengarenk kıyafetleri, şen kahkahaları, abartılı makyajları, hediye paketini süsleyen iplere benzeyen kıvırcık bol spreyli saçlarıyla dikkatleri üzerlerine çekmeyi başarırlar. Çalınan her müzikte zıplamaya hazırdırlar. Anlamsız neşe saçan figürleri vardır. Müzik türüne itiraz etmezler ama ortamın hakimi olmaya yeminli olduklarından, yüksek sesli tepkileriyle müzik türüne müdahale edebilirler. Oynarken mümkün olduğunca bu türden uzak durun. Zira onlardan daha iyi oynarsanız bir katil kadar acımasız olabilirler. Kıvrak kalça figürleriyle size çarpıp "ay pardon şekerim görmedim" diyerek sizi çileden çıkarabilirler. Aldırmayın ve hemen yanından uzaklaşın.

Hatunlarımızı tanıttıktan sonra gelelim gecenin ayrıntılarına. Bildiğiniz gibi kına gecelerinde kına yakılır. Niye yapılır ben de bilmiyorum ama yapılır işte. Gelini ağlatmaya yemin etmiş psikopatlar "kınayı getir aneeeyyy" ve "yüksek yüksek tepelere gökdelen dikmesinler" şarkıları eşliğinde apaçi kabilesi gibi gelinin etrafında mum yakıp dönerler. Bu ayin esnasında herkeste aynı stres vardır. "elbisem yanacak". Bu sebepten dönerken sık sık arkasına dönüp kabile üyesini kontrol ederler. Mumlar söndükten sonra rahatlayan bünyelerin arasında azılı piskopatlar geline yaklaşır. "ağladın mı gııı" diyerek örtüsünü kaldırır, ağlamadığını görünce dönmeye devam ederler. Eğer ağlamışsa gülerek "ağlamış lililili gaynanayı çağırııın" diye böğürürler. Ben çok korkuyorum onlardan. Gerçekten. Kaynana gelir ve kına yakılması için açılması gereken avucun açılmadığını görünce altını almaya gider. İşte burda bir tuhaflık vardır. Kınanın yakılmasını herkes ister ama bedelini kaynana öder. Acıyorum onlara. Ayrıca kınaya bulanmış altını çeşmede yıkama eylemine ne hacet değil mi? Ver temiz eline altını. Şuursuz musunuz anlamıyorum ki ben.

Bu seremoni tamamlandıktan sonra çerezleri, meyve sularını (genellikle beslenme çantasına koyulan minik kutulu sulardır. en ucuzundan) ve küçük paketlerdeki kınaları dağıtması için bir kurban seçilir. Ömründe çekmediği çileyi birazdan çekecek olan kurban evlenme yaşına gelmiş, 3. tür hatundur. Kırmızı kurdelalı süslü sepetin içinde bulunan çerezleri eline alan kurban, henüz ilk adımını atar atmaz bir velet tarafından durdurulur. Besili velet avucunu sepete daldırır ve doymamış yetimin hakkını gasp eder. Buna sinirlenen kurban temkinli adımlarla yürümeye devam eder. Veletler boş durur mu? Eteklerini çekiştirerek kurbanı taciz ederler. Hanımlığını muhafaza etmeye çalışan kurban "çocuğum bi dur amaa" diyerek onları engellemeye çalışır. Dağıtımın ilerleyen dakikalarında bu tepki "ağzını kırarım senin haa" ya dönüşecektir. Besili veletlerden sonra en tehlikeli çerez kapıcılar yaşlı teyzelerdir. "bi dene daha ver torunuma götürcem" isteğini kibarlıkla reddetmeye çalışan kurban, hayatının hatasını yapıyordur. Zira teyze yumruk atmaktan ve kolunu çekiştirmekten hiç gocunmaz. Al kurtul, ver kurtul mantığıyla teyzeden uzaklaşmak gerekir.

Gıdalarını yiyip şişen hatunlar piste çıkıp yediklerini eritme isteği duyarlar. Anlatmaya gerek olmayan oynama, zıplama, delirme hallerinden sonra yorgun düşen bedenler, pisti garip oynayan teyzelere bırakırlar. Bu teyzeler, nasıl göründüklerini umursamazlar. Tarkan'ın "işte kuzu kuzu geldiimm" şarkısında halay çekebilirler. Bol kahkahalı bu gösteriye müdahale eden kişi, cana yakın ikinci türdür. "oyy teyzemmm ne güzel oynuyorsun seeen" cümlesi eşliğinde teyzeye sarılır gaza gelmesini sağlar. O saatten sonra teyzeleri tutmak imkansızdır. O vakit kına gecesini terk etme vaktidir.

Topuklu ayakkabılarıyla zıplamaya çalışan mağdur hatunlar, ayakkabıları ellerine alıp topallayarak mekanı terk ederler. Geride yere atılmış fındık, fıstık kabuklarını toplaması gereken garson kalır ki onun hışmından korkarım ben.

Kına geceleri güzeldir. Asırlardır değişim gösterse de asla yok olmayan bu gelenek; gidilesi, görülesidir. Hangi türe dahil olursanız olun, eğlenmenize bakın ahali. Benden söylemesi...

liseden sonra kına gecelerine (annemin zoruyla bunu belirtmek isterim) 1. model olarak katılan ben sonradan akraba düğünlerine 2. model olarak katıldım

şimdilerde katılmıyorum ne işim var kına gecelerinde

güzel ülkemin her yerinde, herşey, her zaman aynı XD

eline sağlık asi - çok güzel tasvir etmişsin.

asi ben 2.model,sen 3.modelsin :-DDXD

walla asicim şu anda gülme krizini henüz atlatamamış halde yazıyorum gülmekten evi 8 şiddetinde depreme maruz bıraktım gözlerimden akan yaşlar GAPı doldurup taşırır karnımdaki ağrıysa tarif edemiyeceğim derecede. ellerine emeğine gözlemlerine sağlık harika ve tam 12den tarif edip anlatmışsın bende 29 -30 ekimde hemde iki gün üstüste tarif ettiğin ortamdaydım ben acaba hangi gruba dahildim diyede düşünmeden kendimi sorgulamadan edemedim ve kendimi birden düğün sahiplerinden birisi olarak bu kına gecesi için 3 grubun ortaya karışımı şeklinde ve de çerez dağıtım kurbanlarından birisi olarak değerlendirdim. Allah sanada göstersin canım....

bencede süper iza etmişsinnn

Teşekkürler zeliha ama katıl kınalara ya valla bak oynamasan da izlemesi pek zevkli

Saf kuzen ben 3. tür değilim bi kere. Ben mekana ve ruh halime göre 3 türe de dahil olabilirim Ama doğrudur sen 2. türsün.

Nonna güldürdüysem ne mutlu bana Teşekkürler yorumun için.

cnnt hoon nickini yazmaya üşendim valla Teşekkürler sana da.

bizim burdada kınaları bilmem ama düğünlerde bunlara benzer olaylar yaşanıyo, bu yazıda çok hoş emeğine sağlık maide

Cello gider yan gider cello açma yaram kan gider cellooo tey tey eyvallah cello

ben hangi kategoridenim bilemedim maidecim..
neden diye dersen düğün ve türevi şeylere karşı antipatim var mı desem yada ailemin zoruyla vs. götürüldüğümden mi bilemiyorum. oynamaktan hiç anlamam zaten...
isteyerek gittiğim düğün sayısı birkaç tane ya vardır ya yoktur. kına geceleri desen ha keza öyle...
millet eğlenir benim sinirim zıplıyor o ortamlara girdiğimde
kesin her düğünde kız yada erkek tarafından kaynaklanan sorunlar olur malum... sinir bozucu işte...
bakalım ileride ne yapıcam bu günlere katlanmam gereken zamanlar geldiğimde

Yahu bi ben mi seviyorum böyle ortamları Bi kere gözlem yapılabilen her ortam güzeldir. Gözlem yapılmayan ortam da olmadığına göre her ortam güzeldir )