Görüntüleme Tercihi Konu Görünümü | Tam Görünüm
~~ My Love ~~


clock08-20-2014, 11:56 PM
Yorum: #31
Etiketlisin ya kız hem de ikinci sıradasın Big Grin Sağ ol Sena'm ♥♥
clock08-21-2014, 12:35 AM
Yorum: #32



[Resim: 7Mtllsn.png]

*2.Bölüm*
“Annenin vefatından dolayı hepimiz çok üzgünüz. Senin ne kadar üzüldüğünden de haberimiz var… Fakat…”
Ji Hye ‘yine neler çeviriyorsun?’ derken içinden, babası da kendini anlatmaya uğraşıyordu. Sonra cebinden bir yüzük çıkardı. “Ben evleniyorum”
Ji Hye bu kadarını da beklemez bir tavırla ayağa kalkacaktı ki sakat ayağı onu engelledi ve sendeledi.
“Ah, iyi misin? Belki de bu kadar çabuk olmamalıydı. Ama her şey sizin için.. Ji Sun’ın bir anneye ihtiyacı var”
Babasına kötü bir bakış atarak “Çok zengin olmalı…” sonra göz yaşlarının arasından acı bir gülümsemeyle “Yoksa aşık mı oldun? Aman ne güzel, aşkın yaşı olmaz dimi” dedi. Gülmeye devam etti.
Babası “İyi misin?” dedi ve Ji Hye’nin omzuna eline koydu.
Ji Hye elini iterek “Bırak beni”
Koltuk değneklerine tutunarak odasından çıkarken babası “Ne dediğinin önemi var mı sanıyorsun? Her an istediğimi yapabilirim.”
Ji Hye’nin omzuna elini koydu ve kulağına “Ölümün ne zaman geleceği belli olmaz. Ayağını denk al. Anneni gördün” diye fısıldadıktan sonra şeytani gülümsemesiyle birlikte odadan çıktı.
Ji Hye donmuştu. Bir insan nasıl… nasıl böyle olabilirdi? Bazı insanlar şeytana bile pabucunu ters giydirir derler. Bu da o kişilerden olmalı… Resmen açık açık ben katilim diyordu… Bunu kanıtlarsa birçok insanın hayatını kurtarabilirdi. Ama nasıl?
Gözlerinden yaşlar akmaya başladı ve birden yere düştü.
Ji Sun sesi duyup Ji Hye’nin yanına koştu.
Ji Sun ablasını yerde görünce hemen hizmetçiyi çağırdı ve birlikte Ji Hye’yi yatağa götürdüler.
Ji Hye “Ben iyiyim, yürüyebilirim”
Ji Sun “Biraz dinlenmelisin abla. Kore’ye sen iyileşmeden gidemeyiz”
“Biraz yalnız kalmak istiyorum”
“Peki, dinlen. Ben valizimizi hazırlayacağım”
Ji Hye “Kore’ye gidemeyeceğiz”
Ji Sun “Ne?!”
“Gidemeyiz, şu an babamı yalnız bırakmak düşüneceğimiz son şey olmalı”
“Neden?”
“Evlenecekmiş. Şimdi biraz onu idare edeceğiz. Bizi bırakmaz”
“Ama…”
“Yapacak bir şey yok Ji Sun katlanmalıyız. Zaten gitsekte bir şey yapamayız.”
“O zaman hep bu adamla mı yaşayacağız?”
“Hayır. Zamanı gelince gideceğiz. Şimdilik paranın tadını çıkar”
“Ben o tür bir insan değilim abla! Yapamam”
“Sadece biraz katlan, anneme bunu yapanın kim olduğunu kanıtlayana kadar.”
Ji Sun “Nasıl yapacağız?”
“Babamın adamları bizimde emrimizde, farkında olmadan kendi kendilerini ortaya çıkaracaklar”
“Babam…. Babam…. Annemi öldüren…. Babam mı?...”
Ji Hye hemen “Ah, hayır tabii. Neyse ben uyuyacağım” dedi ve öksürmeye başladı “Biraz su getir ajumma” diye seslendi hizmetçiye.
Ji Sun odadan çıkarken hala şaşkındı. Babasının bunu yaptığı aklına bile gelmemişti. Hangi baba çocuklarına bu acıyı çektirirdi?! Hayır olmazdı… Kimse yapamazdı… Evet yapamazdı…
Böyle bir şey olamazdı…
Ji Sun yemeğinin başına oturdu. Ama iştahı hiç yoktu. Bu durumda kim yemek yiyebilirdi ki?
Bunları düşünürken masanın başına yeni oturmakta olan babasıyla göz göze geldiler.
Babası yanağından bir makas aldı “Nasılsın bugün bakalım?”
Onun bu kadar yüzsüz olması… Ji Sun kendine hakim olamadı ve tam ayağa kalkacakken ablası masaya oturdu zar zor. Ağrıyan bacağını yanında ki sandalyeye uzattı. Birden söyledikleri aklına geldi. Kore’ye gitmesi için sessiz kalmalıydı.
Kendinden cevap bekleyen babasına döndü ve “Bugün alışverişe gideceğim. Para istiyorum”
Babası gülümsedi ve “Sana da kredi kartı aldım, merak etme” dedi ve adamlarından birinin uzattığı kredi kartını Ji Sun’a uzattı.
Ji Sun dişlerini sıkarken gülümsemeye çalışıyordu. Kredi kartını aldı ve “Doya doya harcayacağım” dedi Ji Hye’nin gözlerinin içine bakarak.

*3 Yıl Sonra*
Çantasından bir ilan çıkardı ve kapıyı açan Ji Sun’a gösterdi. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
Ji Sun ilanı eline aldı ve “İlk maddeyi okumadın herhalde?”
Ji Hye o gün okuldan çıkarken görmüştü ilanı. “YARIŞMA DUYURUSU
*Sadece ERKEKLER katılabilir
*Kazanan … Sanat Okulu’nda okuma hakkı kazanacak.
*Yarışma 15 Ocak 2014’te yapılacak
*Başvuruları …’dan yapabilirsiniz”
Hemen alıp Ji Sun’a getirmişti.
Ji Hye “Okudum tabii.” Dedi içeri geçerken.
“Eee o zaman bunu bana niye gösteriyorsun ki?”
“Çünkü yarışmaya katılacağım. Bunca zamandır okul aramıyor muyduk? Sanat okulları hep doluydu. İşte fırsat!”
“Ablaa sen bir kızsın”
“Erkek olabilirim. Sadece bir süreliğine… Eğitimimi alacağım ve çıkış yapacağım”
“Şaka mı yapıyorsun?”
“Ah, Ji Sun bundan sonra hayatımız daha iyi olabilir. Bunu yapmalıyım”
Ji Sun dolmuş gözleriyle “Gerçekten benim için bunu yapacak mısın?”
Ji Hye kendinden emin bir gülümsemeyle “Evet!” dedi ve Ji Sun’a sarıldı.
İkisi de ağlıyordu. Ji Hye’nin hayali sahnede şarkı söyleyerek parasını kazanmaktı. İyi bir sanatçı olmak için eğitimli olması önemliydi.
Birkaç ay önce Kore’ye taşınmışlardı ve neredeyse tüm sanat okullarını araştırmışlardı. Hiçbirine gidemiyordu. Hepsinin kendince bir bahanesi vardı. Ve sonunda çıkan ilk fırsatı değerlendirmeye karar vermişti. Çıkan ilk fırsatta bu ilandaydı. Erkeklerin sanat okuluna, erkek kılığında girecek ve ünlü olacaktı. Sahnede kazandığı paralar sayesinde kardeşine bakacaktı.
Hayatı böyle kolaylaştırmak istiyordu. Hem hayali gerçek olacak hem de güzel bir hayat yaşayacaktı.
Hayat yemek sipariş etmek kadar kolay değildi. Doğmadan önce kimse ‘acısız’ hayat sipariş edemezdi.
Ki Ji Hye’nin hayatı oldukça acılıydı ‘bol acılı’. Ve yaşamak zorundaydı. Üç yıl önce annesini kaybetmiş olsa da, babasının bunu yaptırdığına inansa da, üvey annesinin eziyetlerine maruz kalsa da, babasının baskılarıyla uğraşsa da, kardeşine bakmak zorunda olsa da, iki gün önce annesinin dokuz yerinden bıçaklandığı ortaya çıksa da, hala annesinin katilini kanıtlayamasa da bu ‘bol acılı’ hayatta yaşamalıydı.
Başka çaresi yoktu ki…
Yarışmaya sadece bir hafta vardı. Ji Hye kendini geri çekti ve “Çalışmalara başlamalıyım” dedi.
Odasına geçip Hyun Jo’yu aradı ve kendisine erkek kıyafeti beğenmesini istedi. Ve tabii bir de peruk.
Diğer gerekli şeyleri Ji Sun’a söyledi. Sonra piyanonun başına geçti ve çalmaya başladı. Piyano.... Müzik… bunlar hayatının en zor anlarında onu sakinleştiren, mutlu ettiren şeylerdi.
Başına her geçişinde müziğin içinde kayboluyordu. İşte o an bütün acıları bir ancık yok oluveriyordu. İlk önce ısınmak için bildiği bir şarkının bir kısmını çaldıktan sonra yeni bir şarkı bestelemeye başladı. Birkaç notaya basıyor, uyumlu olursa nota kağıdına notaları geçiriyordu.

Birkaç saat sonra şarkının sözlerini de yazmıştı. Ve başlığı attı “One Step Closer” (bir adım daha yakın)

Yarışma günü gelip çatmıştı bile. İlk önce Hyun Jo çıkmıştı. Ji Hye Hyun Jo’yu heyecanla izlerken Ji Sun “Yapabilecek misin?”
“E-evet”
“Ben sana güveniyorum.”
“Hyun Jo’dan sonra biri daha gelecek sonra senin sıran. Hazırlanmalıyız”
“Haklısın, gidelim”
Herkes hazırlanmakla meşguldü. Ji Hye’nin de son birkaç hazırlığı vardı. Ji Sun makyajını yaparken düşünüyordu yaşadıklarını.
*3 Yıl Önce*
Ji Hye tabii ki babasını durduramamıştı. Artık üvey annesi vardı. Bir de üvey kardeşi. Uzun boylu yakışıklı bir abisi olmuştu. Annesinin aksine çok iyi kalpliydi. Ji Sun ve Ji Hye’ye çok iyi bakıyordu.
Bu sırada Ji Hye araştırmalarına devam ediyordu. Polislerle birlikte her gün çalışıyorlardı. Okula da gidiyordu. Ji Hye en başından beri zeki biriydi. Ji Sun da öyleydi ama annesini kaybettiğinden beri dikkatini veremiyordu. Ji Hye nolursa olsun çalışma azmini de kaybetmemişti. Zaten evde kimseyi görmek istemediği için kardeşini alıp odasına çıkıyordu. Gündüzleri okuldan sonra öğlen polis karakoluna gidiyordu. Oradan da eve dönüp dersinin başına geçiyordu. Ve tabii ki piyano çalıp beste de yapıyordu. Günleri böyle geçiyordu.
Başka uğraşacak bir şeyi yoktu. Kimseyle göz göze gelmek istemiyordu.
Böyle bir yılı geçirmişti. Artık kimseyi takmamayı öğrenmişlerdi. Kardeşi boş kalmasın diye onun için aktiviteler buluyordu. Gitar, dans, yüzme vb. dersler almasını sağlıyordu. Ayrıca Kore’ye gitmek için de planlar yapıyordu.
Üvey annesiyse tüm bunları engellemekle meşguldü. Kore’ye gitmemesi için elinden geleni ardına koymamıştı.
*3 Yıl Sonra*
Şimdi Kore’deydi ve hayallerine kavuşmak üzereydi.
Sıra ona geldiğinde heyecanına engel olamayan Ji Hye sahneye çıktı ve piyanonun başına geçip şarkıyı söylemeye başladı:
"Malhaejwo kkum gateun sarangeul
Neodo neukkigo itjanha
Ara malhal su eobseotdeon
Su manheun iyureul
Gwaenchanha cheoeum neukkin sarangeun
Seoro swipji antaneun geor
Uri hamkke hechyeonagar
Sojunghan nanaldeul
Dasi barabol su isseoseo
Sireobsi useumi jakku saeeonawa
Manhi gidaryeo wasseotjanha
Geuraewatdeongeoya neowa na urineun
Gomawo irheotdeon misowa
Neomu mudyeojin gaseumeul
Dasi beokchaoreul su itge haejun
Neoui ttatteutan misoga jichyeo sseureojilttae neol
Dasi anajul su isseoseo
Sireobsi nunmuri jakku heulleonaeryeo
Manhi oerowosseotdeongeoya
Gachi geotgil barae uri hangeoreum hangeoreumssik
Ijen hamkkehal su isseoseo
Sireobsi nunmuri jakku heulleonaeryeo
Manhi baraewatdeongeojanha
Geuraewatdeongeoya hamkkehae yeongwonhi"
Şarkı bittikten sonra seyircileri selamlayınca gülümseyerek
“Merhaba ben Jun Su” dedi.

*2. Bölümün Sonu*
Yazar: Edakorea
@Akasyatrlk @TaeYeon~ @''feyza_hye'' @Aysegulutas @GlamDHsym @Koreagizem123 @LoveFany @Park-RaBin @Shawol.Yhesim @s_minhyuk @xXBİRCANXx @_WooYoung_ @betul.dm @BlgYsng @EmilyRegen @Faik
@---[KSH]--- @JungJera @KyuHyun..GD @MervenurYavuz @ParkJeSub @SubJePark @♫♪Daewons♫♪ @BJmaat @Callodi @flowergirl @Koreaduygu123 @Larva @MinHera~ @Nabi @sarangsoo @_kipayom_
@hunhan♥4D @Lesyahyun
clock08-21-2014, 03:55 AM
Yorum: #33
Ellerıne saglık
ben demıstım babası katıl dıye
bakalım kıyımız secılcekmı?
Secılse bıle basına neler gelıcek?
Merakla beklıyorum
clock08-21-2014, 11:54 AM
Yorum: #34
(08-21-2014 03:55 AM)arzu hyun Nickli Kullanıcıdan Alıntı:  Ellerıne saglık
ben demıstım babası katıl dıye
bakalım kıyımız secılcekmı?
Secılse bıle basına neler gelıcek?
Merakla beklıyorum

Bakalım görelim Big Grin Yarın ya da bugün yayınlayacağım inşallah ♥ Teşekkür ederim
clock08-22-2014, 07:40 PM
Yorum: #35
(Yorum yapmadınız ama evde olmayacağım için şimdiden yayınlıyorum)



[Resim: 7lGMJOH.png?2?5557]
*3. Bölüm*
*2 Yıl Önce*
Ji Hye evde piyano çalıyordu. Kapı çaldı.
“Gel” dedi ve kapıya döndü.
Gelen üvey abisi Jae Wook’tu. Onu görünce ayağa kalktı “Oppa dönmüşsün”
Jae Wook gülümseyerek “Hm. Bugün döndüm, hemen yanına gelmek istedim”
Ji Hye gülümseyrek Jae Wook’a sarıldı. Jae Wook bir süre sonra kendini geri çekti ve “Çalmaya devam etsene”
“Birlikte çalalım”
Birlikte piyanonun başına geçtiler. Ji Hye “Ne çalmalıyız?”
“No Min Woo’dan Can I Love You?”
“3, 2, 1”
Birlikte çalmaya başladılar. Jae Wook dayanamayıp söylemeye başladı. Ji Hye de arada ona eşlik etti.
Şarkı bittiğinde Ji Hye alkışlayarak “Wow! Sesin çok güzelmiş Heart
Jae Wook gülümsedi ve “Seninki kadar olmasa da…”
Ji Hye güldü ve “Abartma lütfen”
Jae Wook sadece baş parmağını kaldırarak “En büyük fanınızım Big Grin
Ji Hye güldü. “Memnun oldum Big Grin
...
*3 Gün Önce*
Ji Hye Jae Wook’u aradı.
“Oppa birkaç gün sonra yarışmaya katılacağım”
“Ne yarışması?”
“Sanat okuluna bedava girebilmek için”
“Woah! Kazanacağından eminim. Fighting!”
“Ama…”
“Hım?”
“Ah, şey… şimdiye kadar yaptıkların için çok teşekkür ederim. Kore’ye gelmeme yardımcı olmasaydın asla böyle bir fırsat elime geçmeyecekti”
Jae Wook gülümsedi. “Senin azmin sayesinde oldu. Yarışma nerede olacak? İzlemeliyim”
“Ah… Zaten Hyun Jo ve Ji Sun yanımda olacak…”
“Olsun, ben de görmek istiyorum kardeşimin neler yapabileceğini”
“Ama…”
“Bir şey mi saklıyorsun?”
“Oppa ben… doğru mu yaptım bilmiyorum ama…”
“Ne yaptın? o.O”
“Bu yarışma erkeklere özel”
“Ne?! O zaman…”
“Evet, erkek kılığında gideceğim”
“Ne?”
*Bugün*
Ji Hye şarkı bitince piyanonun başından kalktı ve alkışların arasında seyircileri selamlayarak “Merhaba ben Jun Su. Bu benim bestelediğim şarkı. Umarım beğenmişsinizdir.”
Juri teşekkür ederek sıradaki yarışmacıyı çağırdı.
Ji Hye sahneden inerken hala heyecanını atamamıştı ama sahneye çıkmanın sevincini yaşıyordu.
Ji Sun koşarak ablasının yanına geldi “Harikaydın! Kimse bir şey anlamadı”
Ji Hye gülümsedi ve “Gerçekten mi?”
“Hıhı”
Sarıldılar. Onlar ayrılırken Hyun Jo geldi ve “Woah! Geleceğin sanatçısı”
Ji Hye kocaman gülümsemesini yüzüne yerleştirdi.
Hyun Jo ona hayran hayran bakıyordu. O sırada yanından hızla sıradaki yarışmacı geçti. Ji Hye ne olduğunu anlamadı ama kalbi hızla atmaya başlamıştı. İlginçti. Çok seyrek olan bir şeydi bu.
Ji Sun ablasının yüzünün birden değiştiğini görünce “İyi misin” diye sordu.
“Ah, evet”
Hyun Jo “Gidip bir şeyler yiyelim. Sonuçların açıklanmasına daha var”
Ji Sun “Evet!!” diye elini yumruk yapıp havaya kaldırdı.Diğer koluyla da ablasının koluna girdi.
O sırada Jae Wook geldi. Ji Sun “Oh, oppa?”
‘Oppa’ lafını duyunca arkasına bakmaya çalışmakla meşgul olan Ji Hye önüne döndü ve o da şaşkınca “Oppa?” dedi
Jae Wook “Şşşt”
Üçü de şaşkın şaşkın Jae Wook’u izliyordu. Jae Wook Ji Hye’nin kulağına eğildi ve “Hyung mu demek istedin?”
Ji Hye dudağını ısırarak “Ah…”
Ji Sun “Doğru ya”
Jae Wook “Nereye gidiyorsunuz?”
Hyun Jo “Biraz atıştırmaya”
“Bende geleyim o zaman”
Birlikte yemek masasına oturdular.
Jae Wook “Böyle çok yakışıklı olmuşsun Jun Su” dedi gülerek.
Ji Hye “Aish.. Dalga geçmesene”
Jae Wook gülerken Ji Sun “Haksız mı ama? Tongue
Hyun Jo “Onu bırakın da ben nasıldım?”
Jae Wook “Sen söylerken ben yoktum”
Ji Sun “Dikkat etmedim”
Hyun Jo “Siz cidden!”
Ji Hye gülerek “Çok iyiydin Hyun Jo.Smile

Dörtlü restoranttan çıkmıştı. Ji Sun “Yanlış anlamazsanız.. benim gitmem lazım…”
Hyun Jo “Nereye?”
“Babama söz verdim bugün üvey annemi görmeye gideceğim” dedi istemediğini belli eden tavırlarla.
Jae Wook “Hyun Jo ikiniz sonuçları öğrenip bizi arayın. Benimde işim var”
Ji Hye “Ah.. Peki kendinize iyi bakın”
Onlar gittiğinde Ji Hye ve Hyun Jo hala yürüyorlardı.
Hyun Jo “Ya ben kazanamazsam?”
“Ah, niye kazanamayasın ki?”
“Ne bileyim, sen daha başarılıydın”
“Kazanırız inşallah. Ben sana güveniyorum Wink
Hyun Jo gülümsedi. Ji Hye biraz durdu. Hyun Jo hala yürüyor, bir yandan da sahnede neler hissettiğini anlatıyordu. Ji Hye Hyun Jo’nun arkasından sarıldı.
Hyun Jo bir an neye uğradığını anlamaya çalışıp durdu. Şaşırmıştı.
Ji Hye “Yanımda olduğun için teşekkür ederim Hyun Jo”
“Ah… ben…”
Ji Hye gülümseyerek “İyi ki varsın”
Hyun Jo’nun eli ayağına dolaşmıştı. Ne yapacağını bilemiyordu.
Ji Hye “Sen olmasan buraya katılmaya cesaret edemezdim”
Hyun Jo yutkundu ve Ji Hye’nin elini tam tutacakken Ji Hye Hyun Jo’yu bırakıp yanında yürümeye başladı.
Hyun Jo kalmıştı. Çarpan kalbinin sesini bastırmak için yürümeye devam etti.
Ji Hye onun bu halini fark etmemişti bile. Sonra saatine baktı ve “Oh, geç kalacağız!” dedi ve koşmaya başladı.
Hyun Jo “Oh, beni de bekle” diye arkasından koştu.
*2 Gün Önce*
Ji Hye üç yıldır araştırdığı halde annesinin nasıl öldürüldüğünü bilmiyordu. Pes etmeli miydi?
Bunları düşünürken yine kağıda bir şeyler karalıyordu. (Şarkı yazıyordu) Çalan telefonun sesiyle irkildi önce, çok geçmeden telefonu açtı.
“Alo”
“Alo Jung Ji Hye’yle mi görüşüyorum?”
“Ah, evet. Kimsiniz?”
“Ben polis memuru Park.”
“Bir gelişme mi var?” derken heyecanla sandalyesinden kalktı.
“Evet.”
“Hemen geliyorum”
Ji Hye hemen ayağa kalktı. Siyah eteğiyle kombin ettiği pembe, sıfır kollu bluzunun üstüne siyah ceketini çekti. Kapıda pembe uzun topuklularını giyerken içeride televizyon izleyen Ji Sun’a seslendi “Ben çıkıyorum”
Ji Sun artık ablasının her dakika bir yere gitmesine alışmıştı. “Güle güle” derken hala elinde ki çekirdekleri çıtlamaya devam ediyordu.
Yürürken düz saçları savruluyor, yıldızlı küpeleri de sallanıyordu.
Hemen arabasına atladı. Arabayı çalıştırırken ellerinin hala titrediğinin farkındaydı.
Polis karakoluna vardığında hemen arabadan indi ve koşar adımlarla içeri girdi.
Polis memuru onu görünce ayağa kalktı ve “Çabuk geldiniz” dedi gülümseyerek.
Ji Hye ne bulduklarını merak ediyordu. İçinden iyi bir şeyler bulmuş olmaları için dua ediyordu bir yandan da.
Polisin yanına gitti ve “Ne buldunuz?”
Polis “Bizim için önemli bir gelişme sayılabilir.” Dedi ve bilgisayardan birkaç fotoğrafı göstererek “Gördüğün gibi bir kaza olmamış, ya da annen kalp krizi geçirmemiş.”
“Kasten mi yapılmış?” dedi kısık bir sesle, gözünden de bir damla yaş aktı.
Polis resimlere bakmaya devam ederken “Evet.” dedi ve zar zor ağzından “Dokuz yerinden bıçaklanarak öldürülmüş” cümlesi çıktı.
Ji Hye’nin yanakları göz yaşlarından sırılsıklam olmuştu bile. Elini kolyesine götürdü. “Anne…” diye sayıklamaya başladı.
O sırada omuzlarında bir çift el hissetti. Bu Jae Wook’tu. Jae Wook polise “Bize biraz izin verin” dedi ve Ji Hye’yi koltuklardan birine oturttu. Kendisi de önüne çömeldi.
“İyi misin?”
Hıçkırıklarının arasında cevapladı “Nasıl iyi olabilirim?”
Jae Wook başını önüne eğdi “Haklısın, bu durumda iyi olamazsın. Polis gereğini yapacaktır. Gitmek ister misin?”
“Pislik adam” diye mırıldandı ve polise dönüp “Şüphelendiğim biri var. Hatta eminim”
“Kim?”
“Ama kanıtım yok”
“Belki adamı araştırırsak bulabiliriz. Kim?”
Ji Hye elinde ki karta baktı. Sonra kararlı bir şekide başını sallayarak kartı uzattı. “Bu adam”
Polis kartı eline alınca “Ama…” dedi şaşkın bir şekilde.
“Gereğini yapın.” Dedi göz yaşlarını silmeye çalışırken.
“Biz araştırmalara başlayalım o zaman” dedi kızı teselli etmek için.
Jae Wook “Gidelim artık”
Ji Hye polisi selamladıktan sonra karakoldan çıktı, Jae Wookta peşinden.
“Bekle”
Ji Hye arkasını döndü ve “Yalnız kalmak istiyorum. Biraz yalnız bırak lütfen oppa”
Ji Hye hızla arabasına bindi. Biraz gittikten sonra durdu ve direksiyonun üzerine kapanıp ağlamaya devam etti.
Eve döndüğünde Jae Wookta oradaydı.
Ji Hye halsiz halsiz odasına geçecekti ki Jae Wook Ji Hye’nin kolundan tuttu “Ji Hye”
Ji Hye “Yorgunum”
Ji Sun “Abla, iyi misin?”
Ji Hye Ji Sun’a gülümsedi ve “Evet.” dedikten sonra odasına geçti.
Jae Wookta onun yanına geçti. Ji Hye çantasını kenara koydu ve duvara yaslanıp bacaklarını kollarının arasına aldı.
Jae Wook onu görünce üzgünce derin bir nefes alıp Ji Hye’yi kollarının arasına aldı.
Ji Hye “Öylece bıraktığı gibi şimdi de katilini bulmamıza izin vermiyor”
Jae Wook derin bir nefes daha aldı. Ji Hye hıçkırmaya başladı. Jae Wook, o kollarında hıçkırırken dayanamıyordu. Ona yardım etmek istiyordu. Elinde olsa onun için annesini bile geri getirebilirdi.

*Bugün*
Ji Hye ve Hyun Jo oturmuş sonuçların açıklanmasını bekliyorlardı.
Sunucu sahneye çıktı ve “Herkese merhaba. Bugün çok yetenekli yarışmacılar vardı sahnede. Jurilerimiz seçmekte gerçekten zorlandılar. Ama seçmek zorundalardı. Bu yüzden aradan beş kişiyi en iyi seçtik. Beş kişi de dahil olmak üzere on kişiyi okula kabul ettik”
Ji Hye elini kalbine koydu. Hyun Jo “Heyecanlı mısın?”
Ji Hye gülümseyerek başını salladı.
Sunucu “O zaman önce en başarılı beş kişiyi açıklayalım” dedi ve eline beş tane kart aldı. Ters duran kartlardan beşincisini açtı.
“Kim ….”
Sırayla dördüncüsünü ve üçüncüsünü açtı. “Üçüncü kartta Go Hyun Jo yazıyor!” dedi herkes alkışladı. Hyun Jo da sevindi ve Ji Hye’yle çak yaptılar.
Sonra sunucu ikinciyi söyledi ve “Birinci biraz heyecan yapsın” dedi gülerek ve on kişinin arasındakileri açıkladı.
En son sıra birinciye geldi. Ji Hye’nin şimdiye kadar adı çıkmamıştı. Ve sunucu birincininde ismini okudu.
Ji Hye’nin gözünden bir damla yaş aktı. “Yine başaramadım”
Sunucu “Birinciyi tebrik ediyoruz. Ve sahneye çağırıyoruz” dedi ve alkışlamaya başladı. Onunla birlikte salondaki herkes (Ji Hye dahil) alkışladılar. Sahneye bir adam çıktı.
Sunucu “Bir dk. Bir dk. Bir yanlışlık var. Sıra kaymış sanırım. Sıralama yanlış” dedi ve tekrar saymaya başladı. “İkinci Kim Min Woo”
Ji Hye’nin kalbi yine atmaya başlamıştı. Bunun yarışmadan olduğunu düşünsede aslında bu ismi duyduğu içindi.
“Veee birinci Park Jun Su! Tebrikler! Sahneye gelin lütfen”
Ji Hye sahneye çıkarken yanından Min Woo geçti. Aşağı iniyordu. Ji Hye kalp atışlarıyla sahneye çıktı.
Seyirciyi selamladı. Sunucu mikrofonu Ji Hye’ye verdi.
Ji Hye “Bugün gerçekten hayatımın en mutlu günü. Uzun zamandır bu sahnede durabilmenin hayalini kuruyordum. Yaşadığım acılar hiçbir zaman hayallerime engel olmadı. Hüzünlü acıların arasında bana bir tek gülümseyen hayalimdi” sevincinden ağlamaya başladı. Göz yaşlarını silerken “Ah, özür dilerim” dedi. Sonra devam etti “Piyanonun başına geçtiğimde, tüm acılarım sanki uçup gidiyordu. Kalbim rahatlıyordu. Bir an için de olsa her şeyi unutabiliyordum. Müziğin içinde kayboluyordum. Müzik hayatımda yediğim tek ‘tatlı’ olabilirdi. Şimdiye kadar hiç böylesine güzel bir ‘tatlı’ yememiştim” dedi göz yaşlarının arasında gülümseyerek.
Hyun Jo ıslık çalıp alkışlamaya başladı. “Woooow!”
Sonra herkes alkışladı. Sunucu gözlüğünün altından göz yaşını silerken Ji Hye’ye bir belge uzattı. “Bu okulumuzun en yeteneklisi olduğunu kanıtlayan belge” dedi gülümserken.
Ji Hye eğilip belgeyi aldı “Teşekkür ederim! Teşekkür ederim!”
Sahneden indiğinde mutluluktan uçabilirdi. Hyun Jo koşa koşa yanına geldi.
Ji Hye mutluluktan Hyun Jo’ya sarıldı. Hyun Jo da yavaşça ona. “Tebrik ederim”
“Senin sayende oldu.” Dedi gülümseyerek
Hyun Jo da gülümsedi. Sonra ayrıldılar. Birbirlerine gülümserken biri geldi. Bu Min Woo’ydu
Min Woo da gülümseyerek elini uzattı “Tebrik ederim, beni geçebilen tek kişisin”
Ji Hye bu gülümsemeyi tanıyordu. “Sen…”

*3. Bölümün Sonu*
Yazar: Edakorea

@Akasyatrlk @TaeYeon~ @''feyza_hye'' @Aysegulutas @GlamDHsym @Koreagizem123 @LoveFany @Park-RaBin @Shawol.Yhesim @s_minhyuk @xXBİRCANXx @_WooYoung_ @betul.dm @BlgYsng @EmilyRegen @Faik
@---[KSH]--- @JungJera @KyuHyun..GD @MervenurYavuz @ParkJeSub @SubJePark @♫♪Daewons♫♪ @BJmaat @Callodi @flowergirl @Koreaduygu123 @Larva @MinHera~ @Nabi @sarangsoo @_kipayom_
@hunhan♥4D @Lesyahyun
clock08-22-2014, 11:58 PM
Yorum: #36
BU apayrı bir şeydi nasıl yaptın bilmiyorum ama gerçekten çok hoştu ve inan bana bu hikaye geceleri düşlerimi süsleyecekConfused
clock08-23-2014, 12:39 AM
Yorum: #37
süper kapılımmmmmm AngelAngel
clock08-23-2014, 02:35 AM
Yorum: #38
Bu yorumun beni ne kadar mutlu etti bilemezsin Heart Çok teşekkür ederim canım^^ Okumaya devam et lütfen ♥ @elif Nurmina

Teşekkür ederim kapılııım Heart Beğenmene sevindim ^^ @Akasyatrlk
clock08-23-2014, 05:54 AM
Yorum: #39
Ellerıne saglık cok guzel olmus.
Bence mın woo ve hyun jo arasında kız ıcın bır rekabet olucak
merakla beklıyorum
clock08-23-2014, 01:06 PM
Yorum: #40
Teşekkür ederim ^^ Olabilir tabi neden olmasın Big Grin @Arzu Hyun








Yararlı linkler: KT Kuralları, Kore, Kore Dizileri, izle

Deneme bonusu - bahisnow - casinoslot - deneme bonusu - gardenhouseistanbul.com
melbet - dinamobet - süpertotobet - betsmove - casino siteleri - deneme bonusu veren siteler
casinoproffen.com - favorislot - https://www.phillwebb.net - deneme bonusu veren siteler


Site içerik sağlayıcı: Koreanturk.com (Official)