Yeni olmak...
yenilenmek....
Ya da sadece eskiden kaçmak..
Neden buradayım?Bilmiyorum,yeni bir şeyler denemek için?Eskiden kaçmak ve unutmak için?Bilmem,her ikisi de muhtemel..Hayalperestler böyledir işte, amaçlarına giden yolda önlerine çıkan engelleri yeni şeylerle unuturlar..Unuturlar..Sanırım bu benim gibi başarısız hayalperestlerin yaptığı bir şey..Yeni bir hayalim var benim.Bu yüzden buradayım..Merhaba günlük, engebeli yoluma hazır mısın?

Öyle bir hayalperest düşün,elinde tuttuğu parçalansın...Hiçbir zaman gerçekten ne istiyor bilemesin, aynı zamanda kimseyi kırmak istemesin...Öyle biriyim işte..Ve bu hayalperestin kazanması gereken bir iddiası var.
Evet..Arkadaşımla iddiaya girdik;kazanmam için sömestr süresince Korece kendimi yazarak ve konuşarak tanıtmayı öğrenmem gerekiyor, sonunda sinema bileti var..Hadi bakalım, hayırlısı...
Aaa , bu arada günlük, az kalsın yazmayı unutuyordum!Playful Kiss'e başladım yine.Ne yapayım, canım sıkıldı Neyse , kendine iyi bak, yarın tekrar görüşmek üzereee annyeonghi gaseyo

Unutulmaya mahkum bir hayalperest bu yoldaki...Ne kadar uğraşsa da yeri kolayca doldurulabilen ... Ah bir konuşabilse!Ah bir sesi titremese,buz kesmese...
Ne depresif!Ama normal...Bugün 2.dönemin ilk günü!!Buna bir dönem daha nasıl katlanırım bilemiyorum.Aynı dersler,aynı tehtitler,aynı stres..!Hayalperestliğin verdiği vurdumduymazlıkla karşılaştığım her zorluğa karşı kedime yeni bir uğraş bulurum hep, kafamı oyalayabilmek ve bir kez olsun nefes alabilmek için...Şu anki uğraşım C.N Blue. Başım sıkışınca,ya da kötü hissedince kulaklıkları takip C.N Blue açıyorum..Ama bu da bir yere kadar, artık kulaklarım ağırmaya başladı, hayalperestliğim gittikçe bana zarar vermeye başlıyor...Artık bir şeyler yapmak istiyorum.Artık hayallerimde değil, gerçekte sahneye çıkmak istiyorum..
İşte bugün bu hayalperestin hayalleri 7.5 şiddetinde bir deprem yaşadı.
Her şey için bir sonraki seneyi bekliyordum..Hem çömezlikten çıkacaktım, hem de bölümümü seçip üzerimdeki yükü hafifletecektim.Sonra..Kulübü kuracaktım.Başta alay konusu olacaktım ama, sonra yanımdakilerle birlikte kendimi önce kendim ve babam olmak üzere herkese kanıtlayacak ve böylece hayalimi gerçekleştirmiş olacaktım..
Şimdiyse bugün benim bu hayalimi hiç haketmeyen ve beni sıradan bir çömez gibi gören ve kesinlikle sinir bozucu bir unni taa sınıfımdan beni sınıfına getirtip, orda onlara şarkı söylememi emrediyor...Önce sustum her zamanki mahçup,ezik ve sinmiş tavrımla..Gerçekten rahatsız olmuştum..Sonra ona söylemek istemediğimi, eğer söylememi(zi) istiyorsa bir seçme yapmasını söyledim ve arkamı dönüp uzaklaştım..Bu hayalperest, hayatında ilk defa bu kadar havalı bir şey yaptı. Tabiki tek bir ana mahsustu bu yaptığı..Çabucak değişemezdi,ama başlamıştı bile!Neden olmazdı?Olurdu tabii..Bir gün herkese olabileceğini kanıtlayacaktı.
Ne zaman mı günlük?Bilmem...Kim bilir belki yarın,belki yarından da yakın...
AAAAAA BU ARADA GÜNLÜK!İDDİAYI KAZANDIM!!!! OMOOOOOOOO!
Sonra görüşürüüüüz

Tembel bir hayalperestten ne beklenirdi ki daha?Ne kadar oldu yazmayalı?Neyse,içimde öyle bir boşluk hissettim ki kimse okumasa da yazma gereği duydum..
İşler yoğun ve sanırım yeni kulübümüzün üyeleriyle anlaşmaya başladım.Solo kavgaları yakındır...Ama neredeyse 2 ay var bahar şenliğine ve biz...mükemmel sayılmayız.Hiçte bile...
İlk sınavların 3'ünü olduk bu hafta, o kadar sinir bozucu ki!Sıra arkadaşımla çok güldüğümüz acı bir gerçek var:
Sınavdan bir gün önce düzgün ve hoş olup sırtımızdan dalgalanan saçlarımız sınav günü tesadüfen(!) aynı şekilde kafanın üzerinde dağınık ve kendinden geçmiş bir topuz haline geliyor.
Dizilerimi bırakamayıp gözlerim pert olana kadar uyumadığım için şişen gözlerim bu sefer ders çalışmaktan şişti dersem pek de doğru sayılmaz.Dizileri kaçırmamak için okulda tenefüse çıkmayıp ders çalışıyorum; eve gidince de en az bir bölüm seyredebiliyorum böylece Hatta arada dizi indirip telefona atıyorum ; okulda izliyoruz güzel güzel
Ahhhhh! Bu aralar to the beautiful you'yu bitirdim.Choi Min Ho!Allah'ım sen neler yaratmışsın öyle!Şaka bir yana bir insan aynı anda hem çocuksu hem de karizmatik olabilir??Hele şu "s" leri söylerken pelteklemesi!başkası olsa itici gelirdi herhalde .......Neyse.
Diziye gelince valla ben kızın yerinde olsam dizimi kırar otururdum evde.Diziye başlarken de şüpheli başlamıştım bir kere , çünkü kızın bu kadar zahmete girmesinin nedeninin sadece hayranlık olması çok çocukça gelmişti, ama sonra bu önyargımın çoğunu erittim yine de biraz garipsemiyorum değil...Bir de abisi var bu kızın Allah'ım hepimize nasip et öyle abim olsa var yaaaa!!!
Yine you're beautiful'da da olduğu gibi yine arkada mükemmel ama kızın hiçbir zaman görmediği bir çocuk var..Harcandı gitti çocuk yaa gay olduğunu bile düşündü kız yüzünden .. Ama sonunda kızın sayesinde milli oldu , bu da bir şey..Ayrıca okuldaki güzellik yarışması da neydi öyle !! çok gülmüştüm yaa ! hele şu ikide bir dudaklarına parlatıcı süren bir çocuk var ya şşş geriil geriil patlat suratına yani
Çoğu zaman kendimi Minho gerçekten atlıyo mu ordan? diye düşünürken buluyorum

Ahhh özlemişim yazmayı mian günlük! bundan sonra düzenli yazarım diyemem ama yazıcam sözz sonra görüşürüüüz annyeong!

PS:ahh bu arada yeni dizim:" CAN YOU HEAR MY HEART?"! gerçekten sağlam bir senaryosu var bakalım...saranghaeeee!

canım güzel yazmışşın beğendim ben devamını da bekliyorum fiyhting

Yol değil bu hayalperestin yürüdüğü...Nereye gideceğini bilmeden yürümek işten mi?Rüzgara göre yön değiştirip duruyor...O nereyee ben oraya.
3 haftadır ancak bitirebildim dizimi."CAN YOU HEAR MY HEART?"
yorum?
yorum...
şu ki bittiğinde çok güzel bir hediye almış gibi hissediyorsunuz..Aynı zamanda buruk bir acı.Bakalım neler vaaar neler yok bu dizide

Öncelikle karakterlere bayıldım , hikaye,senaryo,sahneler, her şey!

[img][/img]

Kaççi , kaççi ... Anlamı o kadar büyük ki! "db" bu şekilde gösteriliyormuş el işaretinde.Gerçekten Bong Young Gyu ve Bong Woo Ri'nin arasındaki ilişki beni çok derinden etkiledi...Aslında herkesin Young Gyu gibi birine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.. "Aptallar nazik olurmuş, öyleyse ben de aptal olmak istiyorum!"

[img][/img]

Bu şarkı da dizinin markası gibi olmuş ben çok sevdim "yeşil çayırlar üzerinde ,düt düüürüt düüüürüt düürüt.." Bir de "Yıldızlara soralım " repliği var ama çekmeyi unutmuşum :/ Neyse , bu bile izlemek için bir neden !

[img][/img]

Ve... Tatlı çiftimiz Bong Woo Ri ve Cha Dong Joo. Başta hikayeleri gerçekten üzücü olsa da, her seferinde birbirlerine olan aşklarını saniye saniye hissedebilirsiniz..

[img][/img]
Tabiki bir de Ma Ru Oppamız var kiii 78 doğumlu olduğunu öğrendiğimdeki surat ifademi görmeliydiniz...Dizi boyunca 78'e sövüp durdum..Sinir bozucu... Neyse, diziye dönersek bu Ma Ru oppa bi tuhaf..Başlarda centilmen, yakışıklı , karizmatik diyorsunuz ; sonra iyyşşş do dappun kemi dong! -Pis Karınca B*ku - diyesiniz geliyor ... Ama sonunda yine eski haline dönüyor bu yüzden endişelenmeyin

[img][/img]

diziyle ilgili en çok sevdiğim şeylerden birisi de Ma Ru (Jun Ha) ve Cha Dong Joo arasındaki ilişkiydi... Aralarındaki bağı kıskanmadım değil çok güzel çok güzel yeppoooooooo! ahh hele Ma Ru Oppayı görünce ben otomatikman "cupcake" oluyorum ama .. tamam sustum...

[img][/img]
Ahh geldik en acıklı hikayeye...Dizi hakkında fazla spoiler vermek istemiyorum ama, son bölümde bu yapılır mı yaa? Young Gyu'yu öz oğlu gibi sevip büyüten,içki içip küfretmeden yaşayamayan bu kadının elleri öpülmeli...Gerçekten izleyince böyle yanaklarını sıkasınız geliyor..Ağlayınca da ; "heeemoniiiii hacimaaaaa ne ga çelmotessooooo " Öyle bir ninem olsa yanından ayrılmam harbiden

Genel olarak diğer karakterler de ön plandaydı ; mesela Lee Seong Chul her zamanki gibi adam gibi adam ve tek taraflı aşk yüzünden eriyip giden bir çocuk...Kore dizilerinin olmazsa olmazı..Çok üzülüyorum yaa

[img][/img]

Sonra Dong Joo'nun üvey babası var bi de Choi Jin Chul , anamm görsem bir kaşık suda boğarım anam o ne yüzsüslük!Çevirdiği onca dolap herkesin önünde kanıtlarla yüzüne vurulduğunda bile hala itiraz ediyor...Sonunda salya sümük olup pişman olduğunu görsem de ben bile affedemem öyle bir adamı...

Buraya yazmak istediğim o kadar çok şey var ki ama ne yazıkki gerçek hayata dönüp matematik ödevimi yapmalıyım , bu yüzden son bir kaç şey daha...

[img][/img]
Ahh en sevdiğim karakterlerden biri si de "Sevmek mi, Gitmek mi?" Mi Suk ssiiii ! <3 Alem kadın yaa

yazımı farklı sitelerden aldığım ve kendi çektiğim karışık fotoğraflarla sonlandırıyorum, umarım beğenirsiniz

[img][/img]

[img][/img]

[img][/img]


[img][/img]


[img][/img]


"Kalbimdeki titrek sevgiyi hissedebilir misin?
Korkumu hissedebilir misin?
Beni koruyan sendin.
Sensiz bir hayat kuramam
Beni kim sevecek?
Kalbim seni deliler gibi özlüyor."


"Kalbimi duyabilir misin?"

Yaz da bitti..Ne bir şey kazandım, ne de bir şey kaybettim.Yerimde sayıyorum;her zamanki gibi...
Olduğun şeyde en iyisi ol,en farklısı ol dediklerinde başladım çalışmaya.Farklısını oldum da gözlerinde en iyisi olamadım.Olduğum şey onlar için çok farklıydı,onların düşüncelerinden de...Öyleyse kotamı baştan koysaymışsınız da öyle çıksaymışım ben bu yola...
Artık çok geç.
Ahh!Yazılmayı bırakılmış,senelerdir güncellenmemiş,potansiyeli yüksek blogları gördüğümde içim sızlıyor."Bunu yazan insan şimdi ne yapıyordur?Acaba yaşıyor mudur?Neden bırakmıştır yazmayı?Keşke hala yazıyor olsa..." diyorum. Yazdıklarım okunsa da okunmasa da , iki yazımın arasında aylar olsa da yazmaya devam etmeliyim,yazmayı bırakmamalı , başladığım işi layığıyla yerine getirmeliyim diye düşünüyorum .Hadi o zaman sıvayalım kolları!
Son zamanların fenomeni MASTER'S SUN!Aaaah aah!O son bölüm neydi öyle ! Joo Joong Won!! böyle bitmemeliydi,böyle bitemez!! 12.Bölümden sonra yorum ve analiz yazmak için bitmesini beklemeye karar verdim hem dizi 2 bölüm daha uzatılmış böyle bitemez!! Sonra tabi The Heirs'i de merakla bekliyoruz gözlerimiz forumda ve gelen her habere kulak kabartmaktan kepçe olduk

Yazımı noktalayan dizim ,canım benim; Twelve Men in a Year.

ilk başta önyargılı olduğumu söylemeliyim, konusu eğlenceli gelmiş olsa da içeriği biraz tereddütte kalmama neden oldu.Şöyle:

29 yaşında, hayatının en önemli iniş çıkışlı dönemlerini yaşayan Mi Ru'nun iş ve aşk hayatı tam bir rezalettir. Üniversitede tanıştığı arkadaşıyla şimdi sevgili olan Mi Ru ; aşka inanmaz ve tanımını"al gülüm, ver gülüm " gibi bir deyimle açıklar.Tabi sonunda anlaşamazlar ve ayrılırlar ama aslında bu onlar için ilk değildir ama bu seferki son gibi görünür.
Öte yandan iş hayatı da bir hayli karmaşıktır Mi Ru için...
Double X dergisinde çalışan ve astronomiyle ilgilenen Mi Ru röportajlarını kaçırır,işe geç gelir eve her şeyde tökezler.E durum böyle olunca en çok göze batana en zor iş kalıyor.
Mi Ru'nun görevi anonim yazar Sofia ile görüşüp onun köşesi için editörlük yapmaktır.Tabi bunun için ilk önce Sofia ile buluşmalı ve köşe hakkında konuşmalılardır.İşte zor yanı da budur!Bu zamana kadar kimse Sofia adı altındaki gerçek yazarı ne duymuş ne görmüştür.Onunla buluşmaya giden Mi Ru şoka uğrar.
"Sofia" nın giydiklerinden kim olduğunu anlamak mümkün değildir ayrıca konuşmuyordur da,mesaj yoluyla anlaşmaya çalışır.
Buluştuklarında "Sofia" Mi Ru ya yazının taslağını göndereceğini söyler ama göndermez , kaldığı otele kadar giden Mi Ru "Sofia"nın erkek kardeşinden onun çoktan Afrika'ya gittiğini öğrenir ve bir mesaj alır Sofia'dan: "artık kendimi saklamak istemiyorum ;Sofia ismini istersen at , istersen kendin kullan. "
peki Mi Ru bu durumda ne yapacaktır?İş yerinde zaten yeterince çuvallamıştır,bunu da beceremediğini söylerse , bu onun için son olmaz mıdır?
Bu hayat karmaşasından bunalan Mi Ru üniversiteden beri tek dostu olan Tanya ile birlikte içmeye gider.3 senedir çalıştığı işinden kovulmayı göze alamaz ve eve geldiği gibi yazıyı yazmaya başlar . Yazının konusu ayrıldığı sevgilisiyle ilgilidir . Sevgilisine ve sevgilisinin burcuna dair yazdığı yazısını dergiye gönderir tabi bilinci yerine geldiğinde bu onun için büyük bir kriz yaratacaktır.
Peki bundan sonra yazarımızı neler bekliyor dersiniz?



Kısa saçlı olan bayan Mi Ru , diğeri ise arkadaşı Tanya . Beni favorim Tanya, ilerleyen bölümlerde onun hakkında bir çok şey öğreniyoruz




onnilerimizden bir fotoğraf daha! ^^ Tanyaaa ! Go Joon Hee onniyi gerçek hayatta da çok severim oyunculuğu,hareketleri,güzelliği..Tam anlamıyla mükemmel bir rol model



yazarımız Mi Ru <3 kısa saç çok nadir yakışır ama yakışmış ta yani , sevdim





soldaki başta Mi Ru 'nun sevgilisi olan ajussi. Ne biliyim sevemedim ben bu adamı .
SPOILER:baştan beri tekrar bir araya geleceklermiş gibi gösterdikleri için sinirim bozulmuştu ama sonunda rahat bir nefes aldım.




<3




vee yazımızın 12 erkeği <3


SPOILERRR!!




VE SOOON <3



SOFIA VE MI RU!! <3


[/php]



Bu diziyi kışa kadar bekletebilirsiniz; böyle haftasonları ikişer bölüm,sıcak bir nescafe ahh işte saadet!

Umarım beğenirsiniz!
İyi seyirlerr <3

Ne ironi ama!Tam bir yıldır yüz yüze bakarsınız ama aslında size değil arkanızdaki arkadaşlarına bakıyordur.Onun hep arkadaşlarıyla eğlendiğini görürsünüz,belki azıcık da olsa kıskanırsınız.Ve tam bir yıl sonra sizi ilk defa sahnede gördüğünün üzerinden bir ders bile geçmemişken gelip size gülümser , saçlarınızla oynar ve şöyle der "Saçlarını sevdim!"

Ah işte bu hayalperesti kızdıran şey de bu!Arkadaşlıklar!Şükrediyorum ki beni anlayan biri var.Lisenin ilk gününden beri beraberiz,birbirimizi anlamak için konuşmamız gerekmiyor.Belki henüz arkadaşlığımız sınanmadığı içindir bu ama eninde sonunda,ne yaşarsak yaşayalım ya da ne kadar yanlış yaparsak yapalım; eğer ağlayacaksam , onun yanında ağlayabilirim...Ya da ağlayamam...Bu sonradan ortaya çıkar sanırım...Ah gecenin bu saatinde içimi dökmek istedim biraz...Böyle bir fırsatı bize sunduğu için koreantürk'e teşekkürler!

(04-14-2013 11:07 PM)NewKorean Nickli Kullanıcıdan Alıntı:  "Kalbimi duyabilir misin?"

Sondan 4 resim hangi diziden?